API Nedir? Kısım-1

Ana Sayfa » API Security » API Nedir? Kısım-1

API (Application Programming Interface – Uygulama Programlama Arayüzü), yazılım bileşenleri arasında tanımlanmış etkileşimleri sağlayan bir dizi kural ve protokoldür. Farklı yazılım sistemlerinin birbirleriyle nasıl iletişim kuracağını belirleyen sözleşmeler olarak düşünülebilir. Geliştiricilerin bir sistemin tüm karmaşık detaylarını bilmeden o sistemin sunduğu işlevleri kullanabilmelerini sağlar. Örneğin, bir hava durumu API’si kullanarak, meteoroloji istasyonlarının nasıl çalıştığını veya hava tahminlerinin nasıl hesaplandığını bilmeden, belirli bir konum için hava durumu verilerine erişebilirsiniz.

API’nin Temel Prensipleri

API’lerin tasarımında ve uygulanmasında dikkate alınması gereken bazı temel prensipler vardır:
  1. Soyutlama (Abstraction): Karmaşık sistemlerin iç çalışma mekanizmalarını gizleyerek, kullanıcılara basitleştirilmiş bir arayüz sunar. Geliştiricilerin sistemin detaylarını bilmeden işlevselliğe erişmesini sağlar.
  2. Tutarlılık (Consistency): İyi tasarlanmış bir API, tutarlı bir yapıya ve davranışa sahip olmalıdır. Benzer işlevler benzer şekilde çalışmalı ve benzer hata durumlarında benzer yanıtlar üretmelidir.
  3. Belgelendirme (Documentation): API’ler, nasıl kullanılacaklarını açıklayan kapsamlı ve güncel belgelere sahip olmalıdır. İyi bir belgelendirme, geliştiricilerin API’yi hızlı bir şekilde anlamasını ve kullanmasını sağlar.
  4. Sürüm Yönetimi (Versioning): API’ler zamanla değişebilir ve gelişebilir. Sürüm yönetimi, mevcut uygulamaların bozulmadan çalışmaya devam etmesini sağlarken, yeni özelliklerin ve iyileştirmelerin eklenmesine olanak tanır.
  5. Güvenlik (Security): Yetkisiz erişime karşı korunmalı ve hassas verilerin güvenliğini sağlamalıdır. Kimlik doğrulama, yetkilendirme ve veri şifreleme gibi güvenlik önlemleri, API tasarımının önemli bir parçasıdır.
  6. Performans (Performance): Verimli bir şekilde çalışmalı ve kullanıcılarına hızlı yanıt vermelidir. Gereksiz veri transferi ve işlem yükü minimumda tutulmalıdır.
  7. Ölçeklenebilirlik (Scalability): Artan kullanıcı sayısı ve işlem hacmiyle başa çıkabilecek şekilde tasarlanmalıdır. Yük dengeleme, önbellekleme ve diğer ölçeklendirme teknikleri, API’lerin yüksek talep altında bile performanslı çalışmasını sağlar.

api nedir

API’nin Çalışma Mantığı

API’ler, istemci-sunucu modeline dayalı olarak çalışır. İstemci (client), bir hizmete erişmek isteyen uygulamadır. Sunucu (server) ise, bu hizmeti sağlayan uygulamadır. API, istemci ve sunucu arasındaki iletişimi düzenler.
  1. İstek (Request): İstemci, belirli bir işlevi çağırmak veya belirli bir kaynağa erişmek için sunucuya bir istek gönderir. Bu istek, API’nin tanımladığı formatta ve protokolde olmalıdır.
  2. İşleme (Processing): Sunucu, isteği alır ve işler. Veritabanından veri almak, hesaplamalar yapmak veya diğer sistemlerle etkileşim kurmak gibi işlemleri içerebilir.
  3. Yanıt (Response): Sunucu, işlemin sonucunu içeren bir yanıt oluşturur ve istemciye gönderir. Bu yanıt, başarı durumunu, hata mesajlarını ve istenen verileri içerebilir.
  4. İşleme (Handling): İstemci, yanıtı alır ve işler. Kullanıcıya bilgi göstermek, verileri depolamak veya başka işlemler yapmak gibi eylemleri içerebilir.
API’ler, farklı protokoller ve veri formatları kullanabilir. Web tabanlı API’ler genellikle HTTP protokolünü kullanır ve JSON veya XML formatında veri alışverişi yapar. Yerel API’ler ise, programlama dilinin kendi çağrı mekanizmalarını kullanabilir.

API’nin Kullanım Alanları ve Önemi

API’ler, modern yazılım geliştirmenin neredeyse her alanında kullanılmaktadır.
  1. Web Uygulamaları: Web uygulamaları, sunucu tarafındaki verilere ve işlevlere erişmek için API’leri kullanır. Örneğin, bir e-ticaret web sitesi, ürün bilgilerini, kullanıcı hesaplarını ve sipariş işlemlerini yönetmek için API’lere başvurur.
  2. Mobil Uygulamalar: Mobil uygulamalar, sunucu tarafındaki verilere ve işlevlere erişmek için API’leri kullanır. Örneğin, bir sosyal medya uygulaması, kullanıcı gönderilerini, arkadaş listelerini ve bildirimlerini yönetmek için API’lere başvurur.
  3. Üçüncü Taraf Entegrasyonları: Şirketler, platformlarını diğer uygulamalarla entegre etmek için API’ler sunar. Örneğin, bir ödeme işlemcisi, e-ticaret siteleri ve mobil uygulamaların ödeme işlemlerini gerçekleştirmesine olanak tanıyan API’ler sağlar.
  4. Mikroservis Mimarileri: Mikroservis mimarilerinde, farklı servisler birbirleriyle API’ler aracılığıyla iletişim kurar. Sistemin modüler ve ölçeklenebilir olmasını sağlar.
  5. IoT (Nesnelerin İnterneti): IoT cihazları, verileri sunuculara göndermek ve komutları almak için API’leri kullanır. Örneğin, akıllı ev cihazları, kullanıcıların uzaktan kontrol etmesine olanak tanıyan API’lere sahiptir.
  6. Veri Analitiği ve Yapay Zeka: Veri analitiği ve yapay zeka uygulamaları, veri kaynaklarına erişmek ve sonuçları paylaşmak için API’leri kullanır. Örneğin, bir makine öğrenimi modeli, tahminler yapmak için API aracılığıyla erişilebilir hale getirilebilir.
API’lerin önemi, dijital dönüşümün hızlandığı ve sistemlerin giderek daha fazla birbirine bağlandığı günümüz dünyasında katlanarak artmaktadır. API’ler, farklı sistemlerin ve uygulamaların birlikte çalışmasını sağlayarak, inovasyonu hızlandırır ve yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına olanak tanır.
Ayrıca, API’ler, yazılım geliştirme sürecini de önemli ölçüde iyileştirir. Geliştiriciler, mevcut API’leri kullanarak, sıfırdan kod yazmak yerine, hazır işlevselliği entegre edebilir. Geliştirme süresini kısaltır, maliyetleri azaltır ve daha güvenilir uygulamalar oluşturulmasını sağlar.

API Türleri

Modern yazılım geliştirme dünyasında, farklı ihtiyaçlara ve kullanım senaryolarına yönelik çeşitli API türleri bulunmaktadır. Her API türü, belirli avantajlar ve dezavantajlar sunar ve farklı kullanım durumları için optimize edilmiştir. Bu bölümde, en yaygın API türlerini, özelliklerini, avantajlarını ve dezavantajlarını detaylı olarak inceleyeceğiz.
rest api nedir

REST API

REST (Representational State Transfer), Roy Fielding tarafından 2000 yılında doktora tezinde tanımlanan bir mimari stildir. REST, web tabanlı API’ler için en yaygın kullanılan yaklaşımlardan biridir ve HTTP protokolünün özelliklerini tam olarak kullanır.

REST Mimarisi ve Prensipleri

REST mimarisi, aşağıdaki temel prensiplere dayanır:
İstemci-Sunucu Ayrımı: İstemci ve sunucu bileşenleri birbirinden bağımsızdır. Bu ayrım, her iki tarafın da birbirini etkilemeden gelişebilmesini sağlar. İstemci, sunucunun veri depolama yöntemlerini bilmek zorunda değildir; sunucu da istemcinin kullanıcı arayüzü veya kullanıcı durumu hakkında bilgi sahibi olmak zorunda değildir.
Durumsuzluk (Statelessness): Her istek, sunucunun isteği anlaması ve işlemesi için gereken tüm bilgileri içermelidir. Sunucu, önceki isteklerden gelen bilgileri saklamaz veya kullanmaz. Sunucu uygulamalarının daha basit olmasını ve ölçeklenebilirliğini artırmasını sağlar.
Önbelleklenebilirlik (Cacheability): Yanıtlar, önbelleklenebilir olarak tanımlanabilir veya tanımlanamaz. Önbelleklenebilir yanıtlar, istemcinin veya aracı bileşenlerin yanıtı önbelleğe almasına ve daha sonra aynı veri için tekrar sunucuya istek göndermek yerine önbellekten kullanmasına olanak tanır. Performansı artırır ve sunucu yükünü azaltır.
Katmanlı Sistem (Layered System): İstemci, doğrudan son sunucuya mı yoksa bir ara sunucuya mı bağlandığını bilemez. Ara sunucular, yük dengeleme, paylaşılan önbellekler ve güvenlik politikaları gibi işlevler sağlayabilir.
Tekdüze Arayüz (Uniform Interface): REST mimarisinin en önemli özelliği, bileşenler arasında tekdüze bir arayüzün olmasıdır. Sistemin genel mimarisini basitleştirir ve etkileşimlerin görünürlüğünü artırır. REST, tekdüze arayüzü dört kısıtlama ile tanımlar:
  • Kaynak Tanımlama: İstekler, URI’ler aracılığıyla kaynakları tanımlar.
  • Temsiller Aracılığıyla Kaynak Manipülasyonu: İstemciler, bir kaynağın temsilini alır ve bu temsili kullanarak kaynağı değiştirebilir.
  • Kendi Kendini Açıklayan Mesajlar: Her mesaj, nasıl işleneceğine dair yeterli bilgiyi içerir.
  • Hipermedia as the Engine of Application State (HATEOAS): İstemciler, sunucu tarafından dinamik olarak sağlanan bağlantıları kullanarak uygulamanın durumunu değiştirebilir.

HTTP Metodları ve Kullanımları

RESTful API’ler, HTTP protokolünün standart metodlarını kullanarak kaynaklarla etkileşim kurar. En yaygın kullanılan HTTP metodları şunlardır:
GET: Belirtilen kaynağın temsilini almak için kullanılır. GET istekleri yalnızca veri almalı, sunucu durumunu değiştirmemelidir. Örneğin, GET /users/123 isteği, ID’si 123 olan kullanıcının bilgilerini getirir.
POST: Yeni bir kaynak oluşturmak için kullanılır. Örneğin, POST /users isteği, yeni bir kullanıcı oluşturur.
PUT: Mevcut bir kaynağı güncellemek veya değiştirmek için kullanılır. PUT istekleri idempotent olmalıdır, yani aynı istek birden çok kez yapılsa bile sonuç değişmemelidir. Örneğin, PUT /users/123 isteği, ID’si 123 olan kullanıcının bilgilerini günceller.
PATCH: Bir kaynağın kısmi güncellemesini yapmak için kullanılır. Örneğin, PATCH /users/123 isteği, ID’si 123 olan kullanıcının belirli alanlarını günceller.
DELETE: Belirtilen kaynağı silmek için kullanılır. Örneğin, DELETE /users/123 isteği, ID’si 123 olan kullanıcıyı siler.
HEAD: GET isteğiyle aynıdır, ancak yanıt gövdesi olmadan yalnızca başlıkları döndürür. Bir kaynağın meta verilerini kontrol etmek için kullanılabilir.
OPTIONS: Belirli bir kaynak için kullanılabilecek HTTP metodlarını belirlemek için kullanılır. CORS (Cross-Origin Resource Sharing) ön kontrol istekleri için de kullanılır.

REST API’nin Avantajları ve Dezavantajları

Avantajlar:
  1. Basitlik ve Anlaşılabilirlik: REST, HTTP protokolünü ve standart metodları kullanır, bu da onu anlaşılması ve uygulanması kolay hale getirir.
  2. Ölçeklenebilirlik: Durumsuz doğası sayesinde, REST API’ler kolayca ölçeklendirilebilir. Her istek bağımsız olduğundan, sunucular istekleri herhangi bir oturum bilgisi olmadan işleyebilir.
  3. Önbellekleme: REST, HTTP önbellekleme mekanizmalarını destekler, bu da performansı artırabilir ve sunucu yükünü azaltabilir.
  4. Esneklik: REST, farklı veri formatlarını (JSON, XML, vb.) destekler ve istemcilerin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir.
  5. Geniş Ekosistem: REST, uzun süredir var olduğu için, geniş bir araç, kütüphane ve framework ekosistemine sahiptir.
Dezavantajlar:
  1. Aşırı Fetching ve Under-Fetching: İstemciler genellikle ihtiyaç duydukları verilerden daha fazlasını (aşırı fetching) veya daha azını (under-fetching) alırlar, bu da ek isteklere veya gereksiz veri transferine yol açabilir.
  2. Çoklu İstekler: Karmaşık veri yapıları için, istemciler genellikle birden çok istek yapmak zorunda kalır, bu da performansı etkileyebilir.
  3. Endpoint Çoğalması: Zamanla, API’nin farklı kullanım durumlarını desteklemek için çok sayıda endpoint oluşturulabilir, bu da API’nin yönetimini zorlaştırabilir.
  4. Sıkı Bağlantı: İstemciler genellikle API’nin yapısına sıkı bir şekilde bağlıdır, bu da API’de yapılan değişikliklerin istemcileri etkilemesine neden olabilir.

SOAP API

soap api

SOAP (Simple Object Access Protocol), XML tabanlı bir mesajlaşma protokolüdür ve genellikle kurumsal ortamlarda kullanılır. SOAP, 1990’ların sonlarında Microsoft tarafından geliştirilmiş ve 2000’lerin başında W3C tarafından standartlaştırılmıştır.

SOAP Protokolü ve Yapısı

SOAP, istemci ve sunucu arasında XML formatında mesajlar göndererek iletişim kurar. Bir SOAP mesajı, aşağıdaki temel bileşenlerden oluşur:
Envelope (Zarf): SOAP mesajının kök öğesidir ve mesajın SOAP mesajı olduğunu belirtir.
Header (Başlık): İsteğe bağlı bir bileşendir ve kimlik doğrulama, işlem yönetimi gibi meta verileri içerebilir.
Body (Gövde): Mesajın asıl içeriğini taşır. İstek parametrelerini veya yanıt verilerini içerir.
Fault (Hata): Hata durumunda, Body öğesi içinde bir Fault öğesi bulunur. Hata kodunu, hata mesajını ve diğer hata bilgilerini içerir.
SOAP, HTTP, SMTP, TCP gibi çeşitli protokoller üzerinden çalışabilir, ancak en yaygın olarak HTTP üzerinden kullanılır.

XML Tabanlı Mesajlaşma

SOAP, veri alışverişi için XML formatını kullanır. XML, yapılandırılmış verileri tanımlamak için kullanılan bir işaretleme dilidir ve hem insanlar hem de makineler tarafından okunabilir. XML, veri tiplerini ve yapılarını tanımlamak için şema desteği sağlar, bu da SOAP’ın güçlü tip kontrolü yapmasına olanak tanır.
SOAP mesajları genellikle WSDL (Web Services Description Language) ile tanımlanır. WSDL, web servisinin arayüzünü, mesaj formatlarını, veri tiplerini ve servisin nasıl çağrılacağını tanımlayan bir XML belgesidir. İstemciler, WSDL belgesini kullanarak servisle nasıl etkileşim kuracaklarını öğrenebilirler.

SOAP API’nin Avantajları ve Dezavantajları

Avantajlar:
  1. Güçlü Tip Kontrolü: SOAP, XML şemaları aracılığıyla güçlü tip kontrolü sağlar, bu da veri bütünlüğünü artırır ve hataları azaltır.
  2. Protokol Bağımsızlığı: SOAP, HTTP, SMTP, TCP gibi çeşitli protokoller üzerinden çalışabilir, bu da farklı ortamlarda kullanılabilirliğini artırır.
  3. Güvenlik: SOAP, WS-Security gibi standartlar aracılığıyla gelişmiş güvenlik özellikleri sunar. Kurumsal ortamlarda önemli bir avantajdır.
  4. Durum Yönetimi: SOAP, durum bilgisini yönetmek için mekanizmalar sağlar, bu da karmaşık işlemleri destekler.
  5. Standartlaştırılmış Hata İşleme: SOAP, standartlaştırılmış hata işleme mekanizmaları sağlar, bu da hata durumlarının tutarlı bir şekilde ele alınmasını sağlar.
Dezavantajlar:
  1. Karmaşıklık: SOAP, REST’e göre daha karmaşıktır ve öğrenmesi ve uygulaması daha zor olabilir.
  2. Performans: XML tabanlı mesajlaşma, JSON gibi daha hafif formatlara göre daha fazla bant genişliği ve işlem gücü gerektirir.
  3. Esneklik Eksikliği: SOAP, katı kurallar ve şemalar gerektirir, bu da esnekliği sınırlayabilir ve değişiklikleri zorlaştırabilir.
  4. Tarayıcı Desteği: SOAP, tarayıcılarda doğrudan kullanım için optimize edilmemiştir, bu da web uygulamaları için kullanımını zorlaştırabilir.

GraphQL API

api
GraphQL, Facebook tarafından 2012 yılında dahili olarak geliştirilmiş ve 2015 yılında açık kaynak olarak yayınlanmış bir API sorgu dilidir. GraphQL, istemcilerin tam olarak ihtiyaç duydukları verileri belirtmelerine olanak tanır, bu da REST API’lerin aşırı fetching ve under-fetching sorunlarını çözmeye yardımcı olur.

GraphQL Sorgu Dili ve Yapısı

GraphQL, istemcilerin ihtiyaç duydukları verileri tam olarak belirtmelerine olanak tanıyan bir sorgu dilidir. Bir GraphQL API’si, şema adı verilen bir tip sistemi tarafından tanımlanır. Şema, API’nin sunduğu veri tiplerini ve işlemleri tanımlar.
GraphQL’de üç temel işlem türü vardır:
Query (Sorgu): Veri almak için kullanılır. İstemciler, ihtiyaç duydukları alanları ve ilişkileri belirterek veri alabilirler.
Mutation (Mutasyon): Veri oluşturmak, güncellemek veya silmek için kullanılır. Mutasyonlar, sunucu durumunu değiştiren işlemlerdir.
Subscription (Abonelik): Gerçek zamanlı güncellemeler almak için kullanılır. İstemciler, belirli olaylara abone olabilir ve bu olaylar gerçekleştiğinde bildirim alabilirler.
GraphQL sorguları, JSON benzeri bir sözdizimi kullanır ve iç içe alanları ve ilişkileri belirtmeye olanak tanır. Örneğin:
query {
  user(id: "123") {
    name
    email
    posts {
      title
      content
    }
  }
}
Bu sorgu, ID’si “123” olan kullanıcının adını, e-posta adresini ve bu kullanıcının gönderilerinin başlıklarını ve içeriklerini getirir.

REST’e Karşı GraphQL

REST ve GraphQL, farklı yaklaşımlar sunan iki API tasarım paradigmasıdır. Her ikisinin de kendi avantajları ve dezavantajları vardır ve farklı kullanım durumları için uygun olabilirler.
Veri Alımı: REST’te, istemciler belirli bir endpoint’e istek yapar ve sunucu bu endpoint için tanımlanmış tüm verileri döndürür. GraphQL’de ise, istemciler tam olarak ihtiyaç duydukları verileri belirtir ve sunucu yalnızca bu verileri döndürür.
Endpoint Yapısı: REST, her kaynak türü için farklı endpoint’ler kullanır (örneğin, /users, /posts). GraphQL ise genellikle tek bir endpoint (/graphql) kullanır ve tüm sorguları bu endpoint üzerinden işler.
Veri İlişkileri: REST’te, ilişkili verileri almak için genellikle birden çok istek yapmak gerekir. GraphQL’de, istemciler tek bir sorguda ilişkili verileri alabilir.
Sürüm Yönetimi: REST API’lerde, yeni özellikler eklemek veya mevcut özellikleri değiştirmek için genellikle yeni bir API sürümü oluşturmak gerekir. GraphQL’de, şemaya yeni alanlar eklemek mevcut istemcileri etkilemez, bu da sürüm yönetimini daha kolay hale getirir.
Önbellekleme: REST, HTTP önbellekleme mekanizmalarını doğal olarak destekler. GraphQL’de önbellekleme daha karmaşık olabilir, ancak Apollo Client gibi kütüphaneler bu konuda yardımcı olabilir.

GraphQL’in Avantajları ve Dezavantajları

Avantajlar:
  1. İstemci Odaklı: İstemciler tam olarak ihtiyaç duydukları verileri belirtebilir, bu da gereksiz veri transferini azaltır ve performansı artırır.
  2. Tek İstek: İstemciler, ilişkili verileri tek bir istekte alabilir, bu da ağ trafiğini azaltır ve kullanıcı deneyimini iyileştirir.
  3. Güçlü Tip Sistemi: GraphQL, şema aracılığıyla güçlü bir tip sistemi sağlar, bu da API’nin daha öngörülebilir ve güvenilir olmasını sağlar.
  4. İntrospeksiyon: GraphQL, API’nin şemasını keşfetmek için introspeksiyon sorguları sağlar, bu da belgelendirmeyi ve keşfedilebilirliği artırır.
  5. Evrimsel Geliştirme: GraphQL, mevcut istemcileri etkilemeden yeni alanlar ve türler ekleyerek API’nin evrimleşmesine olanak tanır.
Dezavantajlar:
  1. Karmaşık Sorgular: İstemciler karmaşık sorgular oluşturabilir, bu da sunucu performansını etkileyebilir. Bu sorunu çözmek için sorgu karmaşıklığını sınırlamak gerekebilir.
  2. Önbellekleme Zorlukları: GraphQL’de önbellekleme, REST’e göre daha karmaşık olabilir, çünkü her sorgu farklı olabilir.
  3. Dosya Yükleme: GraphQL, dosya yükleme için standart bir yöntem sağlamaz, bu nedenle özel çözümler gerekebilir.
  4. Öğrenme Eğrisi: GraphQL, REST’e göre daha yeni ve daha az yaygın olduğu için, geliştiricilerin öğrenmesi gereken yeni kavramlar ve araçlar vardır.

WebSocket API

WebSocket, tam çift yönlü iletişim sağlayan bir protokoldür. HTTP’nin aksine, WebSocket bağlantısı kurulduktan sonra açık kalır ve hem istemci hem de sunucu birbirlerine mesaj gönderebilir. Gerçek zamanlı uygulamalar için idealdir.

Gerçek Zamanlı İletişim

Geleneksel HTTP iletişimi, istemcinin bir istek göndermesi ve sunucunun bir yanıt döndürmesi şeklinde çalışır. İstemcinin yeni veriler için sürekli olarak sunucuya istek göndermesi gereken polling yaklaşımına yol açar. Bu yaklaşım, gerçek zamanlı uygulamalar için verimsizdir ve gereksiz ağ trafiği oluşturur.
WebSocket, bu sorunu çözmek için tasarlanmıştır. WebSocket bağlantısı kurulduktan sonra, hem istemci hem de sunucu birbirlerine mesaj gönderebilir. Sunucunun yeni veriler olduğunda istemciye anında bildirim göndermesine olanak tanır, bu da gerçek zamanlı uygulamalar için idealdir.

WebSocket Protokolü

WebSocket protokolü, HTTP üzerinden başlatılır. İstemci, bir HTTP isteği gönderir ve bu istekte WebSocket protokolüne yükseltme talebinde bulunur. Sunucu bu talebi kabul ederse, bağlantı WebSocket protokolüne yükseltilir ve artık tam çift yönlü iletişim mümkün hale gelir.
WebSocket bağlantısı kurulduktan sonra, hem istemci hem de sunucu birbirlerine metin veya ikili mesajlar gönderebilir. WebSocket protokolü, mesajların çerçevelenmesi ve iletilmesi için kendi mekanizmalarını sağlar.
WebSocket URL’leri, HTTP URL’lerine benzer, ancak farklı bir şema kullanır: ws:// veya güvenli bağlantılar için wss://.

WebSocket API’nin Kullanım Alanları

WebSocket API’leri, gerçek zamanlı veri gerektiren uygulamalar için idealdir. Bazı yaygın kullanım alanları şunlardır:
  1. Sohbet Uygulamaları: Kullanıcılar arasında gerçek zamanlı mesajlaşma sağlar.
  2. Canlı Güncellemeler: Spor skorları, borsa verileri gibi sürekli güncellenen verileri gösterir.
  3. Çok Kullanıcılı Oyunlar: Oyuncular arasında gerçek zamanlı etkileşim sağlar.
  4. İşbirliği Araçları: Belge düzenleme, çizim gibi işbirliği gerektiren uygulamalarda kullanılır.
  5. IoT Uygulamaları: Sensörlerden gelen verileri gerçek zamanlı olarak izlemek için kullanılır.
WebSocket API’leri, Socket.IO, SignalR gibi kütüphaneler veya AWS AppSync, Firebase Realtime Database gibi hizmetler aracılığıyla uygulanabilir.
API Nedir? Kısım-2 başlıklı yazımda da diğer api türleri,kullanım alanları ve durum kodları gibi bilgiler yer almaktadır. Yaklaşık 4 seriden oluşacak api nedir konularının ardından api güvenliği ile ilgili seri devam edecektir.
Faydalı olması dileği ile.

API Nedir? Kısım-1 - Yorumlar

YORUMLARINIZI PAYLAŞIN

 

Yapılan Yorumlar

BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler

www.irfankocak.com

İrfan KOÇAK - Tüm Hakları Saklıdır